Düzenli Egzersiz Meme Kanseri Riskini Yüzde 25 Azaltıyor
|MENOPOZ sonrası dönemde yaÅŸanan kilo artışı ve obezitenin meme kanseri riskini artırdığını belirten Prof. Dr. Fatih AydoÄŸan, ‘Düzenli egzersiz yapılması ve saÄŸlıklı beslenmeye dikkat edilmesi gerekiyor. Haftada 3 saat düzenli egzersiz yapmak meme kanseri riskini yüzde 20-25 oranında azaltıyor’ dedi.Â
Memorial Bahçelievler Hastanesi’nde halka açık ve ücretsiz olarak ‘Kadın Kadına KonuÅŸuyoruz’ etkinliÄŸi düzenlendi. Organizasyonda; Meme SaÄŸlığı Merkezi’nden Prof. Dr. Fatih AydoÄŸan ‘meme kanseri’, Kadın Hastalıkları ve DoÄŸum Bölümü’nden Op. Dr. Emine Barın ‘kadın saÄŸlığı’, Estetik ve Plastik Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Atilla EyüboÄŸlu ‘estetik uygulamalar’, Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Aslıhan AltuntaÅŸ ise ‘saÄŸlıklı beslenme’ hakkında önemli bilgiler verdi.
ÜLKEMİZDE HER 23 KADINDAN BİRİ MEME KANSERİNE YAKALANIYOR
Türkiye’de her 22-23 kadından birinde meme kanseri görüldüğünü belirten Prof. Dr. Fatih AydoÄŸan, ‘Genç yaÅŸta meme kanserine yakalanma oranı Batılı ülkelere göre ülkemizde daha fazla. Meme kanseri olan 5-6 kadından birinin 40 yaşın altında olduÄŸunu görüyoruz. Ülkemizde meme kanseri hastalarının neredeyse yarısında bu rahatsızlık menopoz öncesi döneminde ortaya çıkıyor’ dedi.
Meme kanserine yakalanma konusunda iki önemli risk faktörü olduğunu kaydeden Prof. Dr. Aydoğan konuşmasına şöyle devam etti:
‘DeÄŸiÅŸtirebildiÄŸimiz risk faktörlerinin beslenme, uyku düzeni, kilo, hormon tedavisi ve emzirme süresiyle ilgili olduÄŸu söyleyebiliriz. KiÅŸi eÄŸer doÄŸum yapmayı planlıyorsa, bunu mümkünse 30 yaÅŸ öncesinde gerçekleÅŸtirmesi veya hormon tedavisi alacaksa çok uzun süre olmamasına dikkat edilmesi çok önemli. Özellikle obezite-meme kanseri iliÅŸkisi menopoz sonrası dönemde oldukça belirgin. Menopoz sonrası dönemde obezite, meme kanseri sıklığını artırıyor. Bununla mücadele için düzenli egzersiz yapılması ve beslenmeye dikkat edilmesi gerekiyor. Haftada 3 saat düzenli egzersiz yapılması meme kanseri riskini yüzde 20-25 oranında azaltıyor.’
YÜZDE 10’U GENETİK OLARAK GEÇİYOR
DeÄŸiÅŸtirilemeyen risk faktörleri konusunda da açıklama yapan Prof. Dr. AydoÄŸan, ‘Genetik nedenli meme kanseri bu konuda özel bir yer teÅŸkil ediyor. Meme kanserinin yaklaşık yüzde 5-10’u genetik olarak geçiyor. Bu noktada genlerle ilgili araÅŸtırma yapmak gerekiyor. Özellikle ailede genç yaÅŸta meme kanserinin ortaya çıkması, ailede birden fazla meme ya da yumurtalık kanseri olması, ailede erkek meme kanserinin olması gibi nedenler genetikle iliÅŸkisi olduÄŸunu düşündürüyor. GeçtiÄŸimiz yıllarda genetik inceleme testleri daha zor yapılıyordu ancak ÅŸimdi yeni nesil sistemler kullanılıyor’ dedi.
Testlerin bu noktadaki önemine de deÄŸinen Prof. Dr. AydoÄŸan, ‘Test sonucuna göre eÄŸer genetik geçiÅŸli bir meme kanseri varsa bunun için çeÅŸitli önlemler alınabiliyor; yaÅŸam tarzı deÄŸiÅŸikliÄŸi yapılabiliyor, risk azaltıcı ilaçlar kullanılabiliyor ya da risk azaltıcı ameliyatlar yapılabiliyor. ÖrneÄŸin meme kanserinde aile öyküsü varsa sadece mamografi yeterli olmuyor, meme MR’ı da çekilmesi gerekebiliyor ve daha sıkı bir takip gerekiyor’ diye konuÅŸtu.
RİSK SÖZKONUSU İSE MUAYENE 10 YIL ÖNCESİNDE BAŞLIYOR
Meme kanseri konusundaki genel tarama programının 40 yaşından sonra 2 yılda bir yapılması ÅŸeklinde olduÄŸunu dile getiren Prof. Dr. AydoÄŸan, ‘Biz özel programlarla kiÅŸinin riskini belirliyoruz. Riskine göre de tarama yapılması gereken sıklığı ve mamografiye ek olabilecek tetkikleri belirtiyoruz. Ama genetik geçiÅŸli meme kanserlerinde, ailede meme kanserine yakalanan kiÅŸinin yaşı çok önemli. ÖrneÄŸin 47 yaşındayken meme kanserine yakalanan bir kiÅŸinin ailesindeki diÄŸer üyelere 37 yaşından itibaren tetkik yapılması gerekiyor. Bu konuda hiçbir sorun yaÅŸamamış bir kadında mamografiye 40 yaşından sonra baÅŸlanacaksa, ailede bu risk olduÄŸu takdirde 10 yıl öncesinden mamografi çektirilmesi gerekebiliyor’ dedi.
ERKEN TANI ÖNEM TAŞIYOR
Yeni ilaçlar ve hastalık tedavisinin daha kapsamlı yapılması dolayısıyla hastaların yaÅŸam kalitesi ve süresinin arttığını ifade eden Prof. Dr. AydoÄŸan,’Meme kanserinin tedavisinde kiÅŸiye göre tedavi planı ve multidisipliner yaklaşım son zamanda ön plana çıktı. Cerrahi konusunda geliÅŸmeler ise onkoplastik cerrahinin daha fazla yaygınlaÅŸması oldu. Onkoplastik cerrahide büyük bir kitle çıkarılsa dahi bu yöntemlerle meme koruyucu cerrahi yapmak mümkün olabiliyor ya da meme tamamenalınsa bile aynı seansta meme derisi ve ucu korunarak; eÅŸ zamanlı olarak yeniden meme yapılabiliyor. Bu tedavilerin uygulanabilmesi hastalığın saptandığı evreye baÄŸlı olarak deÄŸiÅŸebiliyor. Bu nedenle erken tanı ve tarama ön plana çıkıyor’ diye konuÅŸtu. – İstanbul